Sanal İnfluencer Pazarlaması

Kaan Gülten
3 min readJan 26, 2022

Bu bölümde geleceğin sosyal medyasını şekillendirecek olan sanal influencer etkisini konuşacağız. Ve bir soru sorarak başlamak istiyorum.

Sanal İnfluencer mı daha gerçekçi olacaklar yoksa Gerçek influencerlar mı Sanallaşacak?

Her geçen gün daha fazla dijitalleştiğimizi farketmeden dijitalleşiyoruz aslında. Gerçek hayattaki karakterlerimiz ve yaşamlarımız için influencerlardan ilham alırken artık biz de kendi dijital varlıklarımız ve onların görünüşleri için daha fazla ilham almaya başladık.

Trendler her zaman marka ile tüketici arasındaki değişen davranışlara, arayışlara ve alışkanlıklara göre şekillenir ve belirlenir. Bu sebeple aradaki influencerlar da, platformlar da mutlaka bu değişimden payını alırlar. Her yerde olduğu gibi değişime ayak uyduramayanlar etkilerini ve güçlerini de kaybetmeye mahkumdurlar.

Son zamanlarda karşımıza lil miquela ve Lu Do Magalu nün dışında Türkiye’den de Ay Pera ve Lila Ziyagil gibi sanal influencerlar çıktı ve hızla ilgi görmeye başladılar. Daha birçoklarını da görmeye başlayacağız.

Şirketler açısından baktığımız zaman sanal influencerlar en faydalı influencer marketing modeli ve markaları için bulunmaz bir nimet durumuna gelmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi insanoğlunun her ne kadar ünlü de olsa bir beşer olmasıdır ve şaşma ihtimalinin her daim söz konusu olmasıdır. :)

Bu sebeple ünlü insanların veya gerçek influencerların sansasyon yaratacak kişisel krizleri, isimlerinin kötü bir haberle lekelenme riski markalar için kaçınılması en kritik konulardır. Çok basit bir örnek verebilirim geçmişe ait Ronaldinho, bir basın toplantısında Pepsi içerken görüntülendikten sonra 500.000 sterlinlik Coca-Cola anlaşması iptal olmuştu. Ya da herhangi bir krize sebep olmasa da Cem Yılmaz’ın uzun bir reklam serisi çektikten sonra o markayı çağrıştırıyor olmasının değerini düşünebiliyor musunuz? O dönemki reklamların yaptığı etkiden çok çok daha fazlası olurdu. Peki Cem Yılmaz deyince hangi marka kafanızda çağrışıyor, Doritos? Opet? Türk Telekom? İş Bankası? Hepsi Burada? Dolayısıyla sürdürülebilir bir marka yüzü çabasının zorluğu da sanal influencerları markalar için bir fırsat haline getiriyor. Düşünsenize hata yapma ihtimali olmayan ve ömür boyu kontratı sizde olan bir influencer ile markanızı konumlandırdığınızı? İnfluencer marketing bütçesinin büyük ölçüde optimize edilecek olması da cabası.

Tabi ki markanın hedef kitlesine uygun karakteri belirlemek, uygun cinsiyet, yaş, davranış, poz, içerik ve görsel tüm materyali belirlemek de oldukça mümkün. Hatta tamamı kolayca zamanla dönüştürülebilir unsurlar.

Büyük markaların dışında konuyu ele aldığımızda girişimcilere sürekli söylediğim bir cümledir, kendi influencerınızı yaratın tavsiyesi. Çünkü kendi marka yüzünüzü siz yönetin, sürdürülebilir bir influencer marketing gerçekleştirin ve mikro dahi olsa kendi sektörünüze ve ilgi alanına özgü bir etki alanı oluşturun. Bu yüzden özellikle niş bir alanla ilgilenen bir girişimcinin zaten kendi influencerının veya kendi sanal influencerının olması kaçınılmaz olmalı.

Pek tabi metaverse kavramının hayatımızda daha fazla yer bulması, buna entegre teknoloji ve platformların hayatımıza daha fazla girmesiyle sanallığı daha doğal algılamaya başlayacağız. Belki de gerçek bir influencerın metaverse karakterini yani meta human versiyonunu sosyal medyadan takip ettiğimizi düşüneceğiz. Yani aslında bu gerçek bir kişi hissine kapılacağız. Hatta bizler de sosyal medya hesaplarımızı sanal karakterlerimizle yönetmeye başlayacağız. İşte bu değişim de zaten tek başına gerçek ile sanal algısının karışmasına ve bunun ayrımını dahi yapma çabasına girmememize sebep olacak.

9 Şubat 2020’de ilk sanal karakterimi şahsi instagram hesabımda paylaşarak bunun ilk adımını atmıştım. Sonrasında hesabı yarı sanal yarı gerçek varlığımla eş zamanlı yönetmeye başladım. Bugünlerde karakterimin bir NFT versiyonuna dönüşmesi beni heyecanlandırsa da en büyük heyecanı Meta Human karakteri olarak 3 boyutlu bir şekilde tamamen beni temsil eden bir geçiş sürecini kurgulamakta duyuyorum.

Şu anda düşünürken bunun gerçeklik ihtimalini sorgulayacaksınız belki ama bundan birkaç yıl sonra instagramda takip ettiğiniz bir sanal influencerın paylaştığı çantayı, sanal karakteri üzerinden etiketlediği mağazadan NFT olarak satın alıp kendi karakterinizle paylaşmaya başlayacak olmanız hiç uzak değil. Neden mi bir görseli kendi sanal hesabınızda göstermek için binlerce dolara satın alacaksınız? Şu anda fotoğrafını paylaşmak için satın aldığınız binlerce dolarlık bir ürünün bu amacın dışında kullanılan bir farkı var mı? Kimse kimseyi kandırmasın Dolapta kimsenin görmediği 3.000 dolarlık çanta kimin umrunda :)

Zaten metaverse’deyiz tek fark şu, sadece şu anda kendimizi gerçek ve gerçekçi sanıyoruz.

--

--

Kaan Gülten

CEO @webtures / Founder @seohocasi / Mentor / Podcaster @GirişimciKafası / Investor @Marsus https://www.kaangulten.com.tr/